FENOMEN SERİ KATİL
- Mösyö
- 25 Ara 2018
- 2 dakikada okunur
Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere bahsettiğimiz kişi Hannibal Lecter.
Hannibal Lecter sırasıyla Kızıl Ejder, Kuzuların Sessizliği, Hannibal ve Hannibal Doğuyor
romanlarının (Thomas Harris) kötü karakteridir. Kitaplar kendi türlerinde her ne kadar başarılı olmuş olsa da Hannibal’ı bu kadar popüler yapan ve ses getiren olay kitapların sinema uyarlamaları olmuştur. Beyaz perdede bu karaktere hayat veren aktör Antony Hopkins’tir.
Kuzuların Sessizliği filmiyle zirveye ulaşan oyunculuğu hem filme, hem de kendisine büyük başarı sağlamıştır. En iyi film ve en iyi seneryo uyarlaması dallarında Oscar alan film, 8.6’lık puanıyla IMDb’nin en iyi 250 film listesinde 25.sıradadır. Ayrıca daha demin bahsettiğim gibi Antony Hopkinsbu filmde 16 dakikalık performansıyla en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. Ödüller bunlarla bitmemekle beraber Hopkins’in rol arkadaşı Jodie Foster otuz yaşın altında iki Oscar kazanan nadir oyunculardan biridir.
Yukarıda ödüllerden bu kadar bahsetmişken Hannibal’ın filmlerdeki ve romanlardaki tiplemesinden bahsetmemek olmaz çünkü popüleritesinin asıl kaynağı budur. Öncelikle kabul etmek gerekir ki o, polisiye gerilim türünde tasarlanmış en kötü karakterlerden biridir. Buna karşı onu özel kılan ve diğer seri katillerden ayıran şey entelektüel birikimidir. Felsefeye olan ilgisi, inanılmaz tarih bilgisi,müzik ve resim alanındaki yeteneği ile onu en hayran olunası karakterlerden biri yapar.Neredeyse insanüstü sayılacak derecede bir koku alma yeteneğine sahiptir.Kabalıktan hiç hoşlanmaz. Kadınlara olan nezaketi, onlara ezberden okuduğu dizler onun özünü bilmeyen bir hanımın aklını başından almaya yetecektir. Oysa özünde Hannibal hiçbir akıl oyunun zihnine giremediği bir sosyopat, sırf yanlış nota bastı diye sanatçıyı öldürüp yiyen bir psikopattır.Hoşlanmadığı kişilerin yumuşak karnını bulup oraya vurmaktan ,onları aşağılamaktan ve alay etmekten zevk alır. Hapiste olup olmamak onun için sorun değildir çünkü kendi zihin sarayında yani hafızasında yaşar. Bu noktada abartısız söylüyorum ki o, günümüz dünyasında her erkeğin olmak isteyeceği biridir. Yani yamyamlığı ve katilliği dışında. Aşağıya onu daha iyi anlayabilmek adına bir replik kesiti bırakıyorum.
Lecter: İlk prensipler, Clarice. Basitlik. …Her özel şey için, sor: Kendi özünde nedir? Doğası nedir?
Aradığın adam, ne yapıyor?
Clarice: Kadınları öldürüyor…
Lecter: Hayır. Bu tesadüf. Yaptığı ilk ve asıl şey nedir? Öldürerek hangi ihtiyacına hizmet ediyor?
Clarice: Öfke, sosyal olarak kabul görme, cinsel eziklik… Lecter: Hayır. O imreniyor. Onun doğası bu. Nasıl imrenmeye başlarız, Clarice? İmrenecek şeyleri arar mıyız? Şimdi cevaplamaya çalış.
Clarice: Hayır. Biz, sadece…
Lecter: Hayır. Her gün gördüğümüze imrenerek başlarız. Vücudunda gezinen bakışları hissetmez misin Clarice? Ve gözlerin istediğin şeyleri aramaz mı?
Son olarak yazdığım yazının çölde kum tanesi olduğunu belirtiyor daha fazla ayrıntı için kitapları okumanızı ve filmleri izlemenizi öneriyorum.
Esen kalın.
Comments