top of page

KELİME ,ANLAM VE METİN İLİŞKİSİ ÜZERİNE MUHTEVANIN ANLAŞILMASI

  • Yazarın fotoğrafı: Durr'ül Efkar
    Durr'ül Efkar
  • 18 Ara 2018
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 28 Ara 2018

17.12. 2018 Rıdvan Karaman*


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

İşte budur, miftâh-ı genc-i kadîm [1] Bismillâhirrahmânirrahîm.

Öncelikle yazımızı yazmaya besmele ile başlama şerefine kavuşmak , sonra ise hamdele ve salvele devam etmek istiyoruz.


Elhamdülillahi rabbil âlemin. Hamd ve medhlerin (övgülerin) hepsi, Allahü teâlânın hakkıdır. Salât (dua) ve selâm (selamet, esenlik) Muhammed Mustafâya “aleyhisselâm” Ehl-i beytine (Ev halkına) , Eshâbına (arkadaşları) ve bunları sevenlere ve izlerinde gidenlere olsun!


[Kavramların hayatımızı şekillendirme konusundaki etkisi ve muhtevanın (içeriğin) anlaşılması] konumuza geçmeden önce yazımızı yazmaya neden besmele , hamdele ve salvele dediğimiz bu üç kavramla başladığımızı açıklamak isterim.


Besmele demek ; (Bismillâhirrahmânirrahim) demektir . Her var olana, onu yaratmakla ve varlıkta durdurmakla, yok olmaktan korumakla iyilik etmiş olan Allahü teâlânın yardımı ile, bu işimi yapabiliyorum demektir. Peygamberimiz bir hadisinde (sözünde); (Besmeleyle başlanmayan her önemli iş noksan kalır.) [2]


Hamdele demek ; (Elhamdülillahi rabbil âlemin) demektir. Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanmak ve söylemek demektir. Hadis-i şerifte; (Nimetin bedeli Elhamdülillah ’tır.) buyruldu.


Salvele demek ; (Es-salâtü ves-selâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshabihî ecmaîn) demektir. Yani salat ve selam peygamber efendimize , onun ev halkına ve sahabesine olsun demektir. Hadis-i şerifte; (Beni sözünüzün başında, ortasında ve sonunda anın!) [3]


Aslında bir çok defa farklı anlamlar içeren kelimeleri yaşantımızda , konuşmalarımızda , hatta kendimizi ifade ederken aynı anlama gelirmiş gibi kullanıyoruz. Peki ya hiç düşündük mü ? Acaba bize öğretildiği gibi eş anlamlı kelime diye bir şey var mı ? Eğer ki var ise bunun içerdiği anlam nedir? Bu konuları daha sonra işlemek üzere şimdilik bir virgül atıyoruz.


Noktalar ,kelimeler ,cümleler hayatımızın değişmez unsurları arasında yer almaktadır. Onun için bir söz insanı din dairesine sokarken , bir söz ise din dairesinden çıkarır demişlerdir. Onun için öncelikle kullanacağımız kelimelerin uygunluğuna ve anlamlarına dikkat etmek mecburiyetindeyiz.


Zaman zaman yazılarımızda aynı anlama geliyor gibi gördüğümüz kelimelerin aslında bir yönden farklı anlamlara geldiğini ifade etmeye çalışacağız ve okuyucularımızı bu konularda düşünmeye sevk edeceğiz. Çünkü bir bilgi elde edilmek isteniyorsa bunun başlangıcının ilgi ve araştırmaktan geçtiğini unutmamalıyız.

Bu konunun üzerinde durmamızın sebebi ise ileride ele alacağımız konuların yoğunluğu ve içeriği ile ilgili daha sağlam bir bilgi ve devamında düşünce edimini kolaylaştırmak için olacaktır.


Öncelikle ilk konularımız; İman nedir ? İnanç nedir ? İtikat nedir ? Amel nedir ? Konuları üzerinde olup ileri ki safhalarda deliller üzerinden Allahüteala’nın varlığının ve birliğinin , peygamberimizin , ve Kur’an-ı Kerim’in hak bir kitap oluşu üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü her birimizin önce neye iman ettiğini neye inandığını ve bunun ameli boyutunun yansımalarının neler olduğunu iyice anlayıp , ele alıp diğer konulara öyle geçmek istiyoruz çünkü merdivenin birinci basamağına basmadan onuncu basamağına çıkmak hiç uygun olmasa gerek. Ama şunu da unutmamalıyız ki biz bunu yaparken her şeyi kendi aklımızla ve delillendirerek anlamaktan ziyade Allahuteala’nın azameti (büyüklüğü) karşısında bir hiç hatta var bile olmadığımızı , Server-i kainat efendimize itimat (kasten bilinçli olarak güvenmek) ve itikat (inanmak , bağlanmak) etmemizin ne derece mühim olduğunu ve ondan bize sahih (sağlam) bir haber gediğinde orada ona inanmamızın ne derece elzem(lazım) olduğunu anlamak ve Kur’an-ı Kerimi’in Allah kelamı olduğuna hiç şüphe gütmeden kâni (kanaat etmek) olmamız gerektiğini anlamamız için delillendirme tabirini kullandık. Bu konuda İslam âlimlerinin büyüklerinden olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyuruyor ki ; (İman, Muhammed aleyhisselamın, peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmadan tasdiktir. Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik olur, Resulü tasdik olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, iman olmaz.) Ayet-i Kerime’de buyruldu ki: [Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu ?][4] Ayetinin buyruğunca İslam büyüklerinin sözlerini yansıtmaktan şeref duyarız.


Sonuç olarak baktığımızda metnin muhtevasının (ne olduğunun , içeriğinin ) anlaşılmasında kelimelerin ve kavramların zihin dünyamızda kapladığı yeri gözden geçirmemiz gerekmektedir.


Yazımızın giriş bölümünü burada tamamlamak istiyoruz inşâallah gelecek yazılarımızda bahsettiğimiz meseleleri etraflıca anlatmak bahtiyarlığına ereriz.

--------------------------------------------------

* Pamukkale Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi

[1] Ezeli hazinenin anahtarı

[2] Beyhaki

[3] İ. Neccar

[4] Zümer 9

2 Yorum


Durr'ül Efkar
Durr'ül Efkar
21 Ara 2018

Teşekkür ederiz efendim.

Beğen

İnci Türkan
İnci Türkan
20 Ara 2018

Tebrik ediyorum yeni yazılarınızı bekliyoeum

Beğen
bottom of page