top of page

POLLYANNACILIK

  • Mikail Yaşar
  • 23 Ara 2018
  • 1 dakikada okunur

Hayata nasıl bakıyorsun? Bardağın boş tarafından mı dolu tarafından mı? Ben dolu tarafından

bakanlardanım. Hatta kendimi Pollyanna ile çok özdeşleştiriyorum. Peki neden boş değil de dolu taraf

diye sorabilirsiniz?

Çünkü beynimi yönlendirebileceğimi biliyorum. Her olayda, her durumda olumlu sonuçlara

odaklanıyorum ve beynim her şeyin iyi gittiğine ikna oluyor, basıyor dopamini. ☺ Tek tek sıralıyor

beni mutlu eden nedenleri. Çalışma şekli böyle. Peki ya hep olumsuzlukları görür ve depresif

bakarsam olaylara? İşte o vakit sana neden mutsuz olman gerekenleri sıralıyor. Bu konuda çok

başarılı ☺ Öyle bir neden sonuç ilişkisi kuruyor ki seni kötümser olmaya itiveriyor adeta. Şimdi size

soruyorum. Beynimize nasıl düşüneceği konusunda komut verebiliyorsak neden olumsuz düşünce

yapısına bürünelim?

Düşünce düzeneğimizin işleyişini Çekim Yasasına benzetiyorum. Çekim yasası kısaca: Evrene ne

verirsen onu alırsın. İyiyi, güzeli, başarıyı olumlu dilekleri istersen evren sana sunar. İsyan eder,

şansızım, melankoloğim, umutsuz vakayım gibi telkinler verirsen evren de sana al der. ☺Bu nokta da

dua etmek de çekim yasasıyla bağlantılı. İyi dileklerde bulunuyoruz ve iyi şeylerin bizi bulacağını umut

ediyoruz. Atalarımız bunu on yıllar öncesinden söylemiş. “Ne ekersen, onu biçersin.” Düşünce

yapımızın çalışma şeklini ve çekim yasasını adeta tek cümlede özetlemişler.

Demek ki mutlu olmak da mutsuz olmak da bizim elimizdeymiş. “Hayat gördüğümüz kadar değil,

baktığımız kadardır.” Güzel bakalım, güzeli görelim her koşulda, her daim. Gül bahçesine giderken

dikenlerin yaralayacağına değil, yolumuzun güllerin mis kokusuna çıkacağını düşünelim. Hayatımız o

zaman çiçek gibi olacak. ☺☺

Mikail YAŞAR


Comments


bottom of page