top of page

Türkiye’den Helikopter ATAK’I

  • Yazarın fotoğrafı: dduymaz
    dduymaz
  • 24 Ara 2018
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Oca 2019





Vietnam Savaşı-1955-1975 yılları arasında- sonrasında soğuk savaş baş gösterdi. Ülkeler silahlanma yarışına başladı. Soğuk savaşın hediyesi olarak, güçlü devletler tarafından zayıf ülkeleri yönetebilmek için terör örgütleri kuruldu. Türkiye’de bu tür tehditlere karşı önlem almak için 1990 yıllarında askeri helikopter satın alınması gerektiği öngörüldü. Aslında bu fikir 80’li yıllarda oluşmuştu ancak o yıllarda ülkemizdeki iç karışıklıklar nedeniyle askıya alındı. Türkiye kendi helikopterini üretmek istiyordu fakat tecrübe eksikliği nedeniyle kendisi yapamıyordu. Hem tecrübe kazanmak hem de bu konuda yetişmiş elemana sahip olmak isteniyordu. Bu doğrultuda ihtiyaçlar belirlendi ve helikopter ihalesi açıldı. Şartlar kısaca şöyleydi; Helikopter Türkiye’de TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş)’da üretilecek, Türkiye’ye teknoloji transferi yapılacak ve helikopter Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları doğrultusunda özgünleştirilecekti. Bu şartları karşılayan helikopter İtalyan AgustaWestland üretimi A129CBT oldu.


A129CBT Nasıl Bir Helikopter?




Avrupa Silahlı Kuvvetleri ( European Armed Forces ) -tüm Avrupa ülkelerinin silahlı kuvvetleri -1970’lerde basit ama etkili bir saldırı helikopteri ihtiyacı belirledi. Bu konuda tecrübeli olan İtalyanlar A109’dan esinlenerek yeni bir helikopter geliştirmeye başladılar. İlk prototipini 1983’de "A129CBT Mangusta (Mongoose) ismi ile üretildi. İsmindeki CBT İngilizce deki “combat” kelimesinden gelmektedir. Bu helikopter bir düzine testlerden geçtikten sonra başarılı bulundu ve 66 tane sipariş aldı. Bazı ertelemeler neticesinde 5 tanesi 1990’da üretildi. Daha sonra hem Avrupa silahlı kuvvetleri hem de İtalyan ordusu envanterine girdi. Makedonya, Somali ve Angola’da uçan helikopter zorlu hava koşullarına göğüs gerdi. Bu gelişmelerin ardından İtalya, helikopteri Irak’ta sonra da dağlık bir coğrafya olan Afganistan’da konuşlandırdı.


A129’dan T129(ATAK)’a


Türkiye, 30 Mart 2007 tarihinde ATAK helikopteri için AgustaWestland ile çalışma kararını açıkladı. A129 helikopterinin TSK istekleri doğrultusunda yeniden geliştirilerek T129 helikopteri ortaya çıkarılmıştır. Uçuş ve manevra kabiliyetlerinin gelişmesi için iki adet LHEC CTS800-4A turbo şaft motoru, aktarma organları ve kuyruk panelleri orijinalindeki ile değiştirildi. Ayrıca helikoptere görev etkinliğini arttıracak şekilde özgün silah ve elektronik harp sistemleri de eklendi. TUSAŞ tesislerinde üretimi tamamlanan ilk T129A prototipi, ilk uçuşunu 17 Ağustos 2011’de gerçekleştirdi. Kalifikasyon ve resmikabul süreçlerinin tamamlanmasının ardından, 22 Nisan 2014 tarihinde ilk T129A EDH Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi.

Üretim ve sistem entegrasyonunu ana yüklenici TUSAŞ gerçekleştirerek hem teknoloji transferi yapılmış hem de mühendislerimiz tecrübe kazanmıştır.



Tüm hava aracı entegrasyonun TUSAŞ tesislerinde gerçekleşmesine ilave olarak ASELSAN, aviyonik sistemler-havacılıkta uçaklar, yapay uydular ve uzay araçlarının elektronik sistemleri için kullanılan terimdir- ve elektronik harp sistemleri; ROKETSAN da silah sistemlerinin Türkiye’de tasarlanıp üretilmesinde görev almıştır.

Ayrıca TUSAŞ ATAK’ın tüm dünyada pazarlama ve satış hakkını elinde bulundurmaktadır. Fakat Dünyada yürütülmekte olan diğer savunma projelerinde olduğu gibi başta Türkiye olmak üzere alt sistem sağlayıcısı ülkelerden ABD ve İtalya’dan ihracat lisansları alınması gerekmektedir. Yani TUSAŞ eğer bir ülkeye ATAK’ı ihraç etmek istiyorsa Anlaşma gereği İtalya’dan ve motorun sahibi ABD’den izin alması gerekmektedir.


ATAK Ne Kadar Yerli?



Bu soru “milli” dediğimiz her şey için sorduğumuz ve merak ettiğimiz bir konu.

T129’un mevcut durumdaki yerlilik oranı parça sayısı olarak %90’ın finansal değer olarak yani parçaların fiyatı açsından %55’in üzerindedir. Ancak tüm savunma ve havacılık projelerinde de olduğu gibi nihai amaç ihtiyaçları düşük maliyette uygun kalite de elde etmektir. Ayrıca unutmamak gerekir ki tüm görev teçhizatı TSK’nın isteği doğrultusunda yeniden tasarlanmıştır. Böylelikle bu proje mevcut sistemin geliştirilmesi değil milli ihtiyaçlara göre yeni bir sistemin oluşturulmasıdır.

Bu proje sayesinde TUSAŞ (TEİ) T129 ATAK helikopterinin tüm haklarını elinde bulundurmaktadır. Böylelikle yakın zamanlarda üretilen genel maksat helikopteri GÖKBEY’i ATAK’da elde edinilen tecrübeler sayesinde kendi başına yapacak konuma gelmiştir. TUSAŞ bu yöntemi -tersine mühendislik- gemi projelerinde de kullanarak Türkiye’nin ilk milli uçak gemisi TCG ANADOLU’yu inşa etmiştir. Peki, bu bir başarı mıdır? Tabi ki de bir başarıdır. Çünkü biz daha önce hiç helikopter üretmemişiz. Bu planlı ve programlı proje kapsamında helikopter satın alarak onu yapmayı da bilen teknik eleman yetiştirmiş olduk. Bu sayede ilk özgün helikopterimiz olan GÖKBEY’İ ülkemizin değerli mühendisleri tarafından üretilmiştir.


Göklerin Beyi “GÖKBEY”



Gökbey, Türkçe kökenli bir isimdir. Gökbey isminin anlamı, mavi gözlü beydir. ATAK Programı süresince kazanılan bilgi, birikim, tecrübe ve yetenek havuzu temel alınarak başlanılan Özgün Helikopter Programı kapsamında, yapısal ve aviyonik sistemlerin yanı sıra, transmisyon, rotor ve iniş takımları gibi kritik öneme sahip sistemlerin tasarımları ve üretimleri de tamamen milli kaynaklar kullanılarak GÖKBEY genel maksat helikopteri TUSAŞ tarafından üretilmiştir.

Helikopterin kullanım yerleri: VIP, kargo, hava ambulans, arama kurtarma ve kıyı ötesi taşıma gibi özel görevlerde kullanılabilecek şekilde dizayn edilmiştir.


GÖKBEY’in Motoru Yerli Mi?



TEI(TUSAŞ) genel müdürü Prof.Dr. Mahmut F.Akşit’in C4DEFENCE muhabiri ile yaptığı röportajda; “Genel Maksat Helikopterinde gururla söyleyebilirim ki, bu yıl ilk dört motorumuzu teslim ediyoruz. Hiçbir aksama olmadan, takvime uygun biçimde yaz sonunda ilk motoru vereceğiz. Bu motorlar TEI imalatı, TEI seri numaralı motorlar. Türkiye’de ilk defa helikopter motoru –2000 beygir sınıfında helikopter motoru– üretmiş olacağız. Üretmiş olacağız derken, General Electric lisansı ile üretiyoruz çünkü T700’ün tasarımı bize ait değil, fakat bütün lisans hak anlaşmaları yapıldı. Bu ürettiğimiz motorların sahibi de biz olacağız; yani, bakım onarım, mühendislik desteği, seri numarası, bizim olacak. GE, sadece ürettiğimiz motor başına lisans bedeli alacak. Şu anda örneğin, ATAK 2 konuşuluyor T700, ATAK 2’nin ihtiyaç duyduğu güç sınıfına da cevap veriyor ve bildiğim kadarıyla, motor üzerinde değişiklik yapma hakkımız da var. Bunu alıp, lisans anlaşmasına ekletmek kaydıyla, milli platformlarımızda kullanabileceğiz”.

Hocamızın da açıkça belirttiği gibi artık helikopter motorunu kendimiz, kazanılan tecrübeler sayesinde üreteceğiz. Bu haber bizim için gerçekten gurur kaynağı olmalıdır. Artık tersine mühendisliği harika bir şekilde yaparak kendi kendimize yeter olacağız. Şimdilerde tartışılan “yüzde kaçı milli” konularını bir kenara bırakıp daha ne kadar iyi yapabiliriz diyerek geleceğe odaklanmalıyız. Bu haftalık bu kadar yeni yazılarımızda görüşmek dileğiyle. Hoşça kalın.

Yararlanılan Kaynaklar:

Comments


bottom of page